İstanbul’a Yakın Hangi Bungalov Evler Var?

İstanbul Bungalov Evler Rehberi

İstanbul… O yedi tepeli, binbir yüzlü, hem aşık olduğumuz hem de zaman zaman boğulduğumuz devasa metropol. Sabahın kör karanlığında başlayan koşuşturmaca, köprü trafiğinin o bitmek bilmez kırmızılığı, plaza camlarından yansıyan gri gökyüzü… Kabul edelim, bu şehirde yaşamak bir ayrıcalık olduğu kadar, bazen ruhumuzda ağır bir yük de olabiliyor. İşte tam da o anlarda, içimizden bir ses yükseliyor: “Gitmek lazım.” Çok uzaklara değil belki, ama ruhumuzu betonların arasından çekip alacak, toprağa basabileceğimiz, kuş sesiyle uyanabileceğimiz bir yerlere.

Bir seyahat yazarı ve içerik üreticisi olarak, bu hissi en az sizin kadar iyi tanıyorum. Yıllardır blog.bungalow.com.tr için yolları arşınlıyor, klavyemin başında size en doğru rotaları çizmeye çalışıyorum. Ancak bu yazı, sıradan bir “hafta sonu önerileri” listesi değil. Bu yazı, benim bizzat deneyimlediğim, kokusunu içime çektiğim, yatağının rahatlığını test ettiğim, şöminesinin başında ısındığım o kaçış noktalarının detaylı bir haritası. Size sadece “şuraya gidin” demeyeceğim; oraya nasıl gidileceğinden, yanınıza hangi kitabı almanız gerektiğine, sabah kahvaltısında sizi nelerin beklediğinden, o bungalovun penceresinden gece gökyüzünün nasıl göründüğüne kadar her şeyi anlatacağım.

Son yılların yükselen trendi “Bungalov Tatili”, pandemiden sonra hayatımızın tam merkezine yerleşti. Artık beş yıldızlı otellerin kalabalık lobileri, açık büfe kuyrukları bize cazip gelmiyor. Biz; kendi bahçemizde, kendi ateşimizin başında, belki sevdiğimizle, belki sadece kendi sessizliğimizle baş başa kalmak istiyoruz. İstanbul’un çeperlerinde, 1-2 saatlik sürüş mesafesinde öyle cennet köşeler var ki, oradayken İstanbul’un sadece 100 kilometre ötede olduğuna inanmakta zorlanacaksınız.

Bu kapsamlı rehberde, kuzeyin hırçın Karadeniz kıyılarından (Şile ve Ağva), güneyin göl kenarı huzuruna (Sapanca ve Maşukiye), batının sürpriz rotalarından (Silivri) Adalar’ın gizli kalmış glamping deneyimlerine kadar uzanan geniş bir yelpazeyi inceleyeceğiz. Hazırsanız, arkanıza yaslanın, kahvenizi alın ve İstanbul’dan kaçış planımızı ilmek ilmek dokumaya başlayalım.

Bölüm 1: Kuzeyin Hırçın Güzelleri – Şile ve Ağva Rotası

Ağva-Şile

Ağva-Şile

İstanbul’un Karadeniz’e açılan kapısı, nefes borusu, hafta sonlarının vazgeçilmezi: Şile ve Ağva. Benim için bu rota, sadece bir tatil değil, bir arınma ritüelidir. Yola çıktığınızda, Ümraniye’nin o yoğun trafiğini arkanızda bırakıp orman yoluna girdiğiniz an, omuzlarınızdaki yükün hafiflediğini hissedersiniz.

Şile ve Ağva, dört mevsim yaşayan yerlerdir. Yazın denizin ve güneşin tadını çıkarırsınız, sonbaharda yaprakların o muazzam renk cümbüşüne tanıklık edersiniz, kışın ise hırçın Karadeniz dalgalarının sesine şömine çıtırtısı eşlik eder.

Yolculuk Deneyimi ve Ulaşım

Şile ve Ağva’ya gitmek, aslında tatilin başlangıcıdır. Eğer kendi aracınızla gidiyorsanız, özellikle SUV tarzı bir araçla bu yolların keyfi bir başka oluyor. Virajlı yollar, her dönemeçte karşınıza çıkan yeşil tüneller, yol kenarında durup alabileceğiniz taze köy ürünleri… Borusan Next editörlerinin de belirttiği gibi, bu virajlı yollarda sürüş konforu önemli, ancak manzara o kadar büyüleyici ki yorgunluk hissetmiyorsunuz.

Aracınız yoksa üzülmeyin. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sağladığı ulaşım imkanları oldukça gelişmiş. Üsküdar’dan veya Harem’den kalkan 139A numaralı İETT otobüsleri, sizi Şile üzerinden Ağva’ya kadar götürüyor. Bu otobüsler sabah 06:15’ten akşam 21:00’e kadar oldukça sık aralıklarla çalışıyor. Otobüs yolculuğu biraz uzun sürebilir (yaklaşık 3-4 saat), ama camdan akıp giden manzaralar eşliğinde kitabınızı okuyarak veya müzik dinleyerek bu süreyi keyifli hale getirebilirsiniz.

1.1. Ağva Kilimli Bungalow: Doğanın Kalbine Yolculuk

Ağva Kilimli Bungalow

Ağva Kilimli Bungalow

Ağva’ya vardığınızda sizi iki nehir karşılar: Göksu ve Yeşilçay. Ancak benim size ilk önerim, nehir kenarından ziyade, doğanın tam kalbinde, yeşilin her tonuna ev sahipliği yapan Ağva Kilimli Bungalow.

Bana göre burası, İstanbul’un stresinden tamamen kopmak isteyenler için tasarlanmış bir sığınak. Tesise ilk adım attığımda hissettiğim şey “derin bir sessizlik”ti. Sadece kuş sesleri ve rüzgarın ağaç yapraklarında bıraktığı hışırtı… Editör olarak yaptığım incelemelerde de sıkça vurguladığım gibi, burası “ruhunu dinlendirmek ve yenilenmek isteyen seyahat tutkunları” için ideal bir adres.

Tesisin Öne Çıkan Özellikleri:

  • Mimari: Geleneksel ahşap mimarisi ile modern konforun harmanlandığı bir yapıya sahip. İçeri girdiğinizde ahşabın o sıcak kokusu sizi karşılıyor. Odalar ferah ve göz yormayan bir dekorasyona sahip.
  • Doğa ile İlişki: Tesis, Kilimli Koyu’na oldukça yakın. Bu da demek oluyor ki, sabah kahvaltısından sonra kısa bir yürüyüşle o muazzam kayalıkların üzerine çıkıp, Karadeniz’in sonsuz maviliğini izleyebilirsiniz. Editör notlarımda “yeşilin her tonuyla karşılaştım” derken abartmıyordum; burası gerçekten bir renk paleti gibi.
  • Aktiviteler: Geniş bahçesinde yürüyüş yapabilir, akşamları ateş başında oturup diğer misafirlerle veya sevdiklerinizle sohbet edebilirsiniz. Şehrin ışık kirliliğinden uzak olduğu için, gece gökyüzünü izlemek burada ayrı bir keyif.

Kişisel Deneyim Notu: Buraya gelirken yanınıza mutlaka rahat bir yürüyüş ayakkabısı alın. Kilimli Koyu’nun tepelerindeki patikalarda yürümek, ciğerlerinize bayram ettirecek. Tesisin sunduğu serpme kahvaltı ise, o yürüyüşten sonra hak ettiğiniz en güzel ödül olacak.

1.2. Ağva Tree House: Çocukluk Hayallerinin Yetişkin Versiyonu

Ağva Tree House

Ağva Tree House

Hepimiz çocukken bir ağaç evimiz olsun istemez miydik? Dünyadan soyutlanacağımız, sadece bize ait gizli bir yer… Ağva Tree House, işte bu hayali gerçeğe dönüştürüyor ama bunu yaparken yetişkin konforundan ödün vermiyor.

Benim deneyimlerime göre, buranın en büyüleyici yanı sabahları. Güneşin doğuşunu izleyerek uyanmak, pencerenizden içeri sızan ilk ışıklarla güne başlamak paha biçilemez. Tesisin tasarımı, doğayla bütünleşik. Odalar sanki ormanın bir parçasıymış gibi duruyor, sırıtmıyor.

Neden Tercih Edilmeli?

  • Konum: Hem denize hem de göle yakın olması büyük bir avantaj. İster nehirde kano yapmaya gidin, ister sahilde yürüyüşe. Seçenekler elinizin altında.
  • Bahçe Keyfi: Bahçesinde yer alan hamaklar, benim favorim. Kitabınızı alıp, ağaçların gölgesinde saatlerce sallanmak, zaman kavramını yitirmenize neden oluyor.
  • Hizmet: Personelin güler yüzlülüğü, sizi bir müşteri gibi değil, sanki yazlık evlerine gelmiş bir misafir gibi hissettiriyor. Bu samimiyet, bungalov tatilinin ruhunda var zaten.

1.3. Ağva Wooden House Otel: Ahşabın En Şık Hali

Ağva Wooden House Otel

Ağva Wooden House Otel

Ağva’nın merkezine yakın ama kalabalıktan izole bir diğer harika seçenek ise Ağva Wooden House Otel. İsminden de anlaşılacağı üzere, ahşabın sıcaklığını her detayda hissediyorsunuz.

Benim buradaki konaklamamda en çok dikkatimi çeken şey, odaların iç dizaynıydı. Romantik kaçamaklar için o kadar uygun bir atmosferi var ki… Ahşap duvarlar, loş aydınlatmalar, rahat yataklar… Çiftler için kesinlikle önerdiğim bir yer.

Yeme-İçme Deneyimi: Burada kahvaltıdan bahsetmemek haksızlık olur. Taze, yerel ürünlerle donatılmış sofralar, güne enerjik başlamanızı sağlıyor. Ağva’nın o meşhur nehir kenarı restoranlarına gitmeden önce, otelin kendi bünyesindeki lezzetleri mutlaka denemelisiniz. Benim önerim, kahvaltınızı bahçede, doğanın sesleri eşliğinde yapmanız.

Şile ve Ağva Bölgesinde Yapılacaklar Listesi

Sadece bungalovda oturmak istemeyenler için, bu bölge tam bir aktivite cenneti. Araştırmalarıma ve kişisel deneyimlerime dayanarak size kısa bir rehber hazırladım :

  1. Kilimli Koyu: Burası “Saklı bir huzur durağı” olarak tanımlanır. Kireçtaşı kayalıklarının oluşturduğu o dramatik manzara, fotoğraf tutkunları için eşsizdir. Rüzgarlı havalarda dalgaların kayalara çarpışını izlemek bile bir terapi gibidir.
  2. Saklıgöl: Şile merkeze yakın, yapay bir göl olmasına rağmen doğayla o kadar bütünleşmiş ki… Göl kenarındaki yürüyüş parkurunda sabah sporu yapabilir, sonrasında göl manzaralı kafelerde kahvenizi içebilirsiniz.
  3. Hacıllı Şelalesi: Biraz macera arıyorsanız, Hacıllı Köyü’ne gidip şelaleye yürüyüş yapın. Zorlu bir parkur olabilir ama sonunda karşılaşacağınız manzara ve serinlik buna değer.
  4. Nehir Aktiviteleri: Ağva’da Göksu veya Yeşilçay üzerinde deniz bisikleti veya kano kiralayarak nehrin dingin sularında gezintiye çıkın. Sazlıkların arasından süzülürken su kaplumbağalarını ve ördekleri görebilirsiniz.
  5. Şile Feneri ve Kalesi: Tarihe meraklıysanız, Türkiye’nin en büyük feneri olan Şile Feneri’ni ve Cenevizlilerden kalan Şile Kalesi’ni ziyaret etmeyi unutmayın.

Bölüm 2: Adalar’da Bir İlk ve Tek – Büyükada Glamping

Büyükada Glamping

Büyükada Glamping

İstanbul’un içinde olup da İstanbul’dan bu kadar kopuk hissettiren başka bir yer var mıdır bilmiyorum. Adalar, her zaman nostaljinin başkenti olmuştur. Ancak size anlatacağım yer, Büyükada’nın o bilindik köşklerinden veya pansiyonlarından çok farklı. Burası adanın ilk ve tek “Glamping” (Glamorous Camping – Lüks Kampçılık) tesisi: Büyükada Glamping.

Büyükada’ya sayısız kez gitmiş biri olarak, bu tesisin beni bu kadar etkilemesini beklemiyordum. Editör notumda da dürüstçe itiraf ettiğim gibi; burası “İstanbul’un içinde ama İstanbul’dan çok uzakta” hissini en yoğun yaşatan yerlerden biri.

Deneyim ve Atmosfer

Vapura binip adaya yaklaştığınızda, o martı sesleri ve deniz kokusu sizi zaten moda sokuyor. Ancak tesise vardığınızda bambaşka bir dünya ile karşılaşıyorsunuz.

  • Oda ve Konfor: 38 metrekarelik, oldukça geniş bir yaşam alanı sunuyor. “Çadır” deyip geçmeyin; içeride jakuzi, klima, şömine soba ne ararsanız var. Benim favorim, kış aylarında o sobayı yakıp, çıtırtısı eşliğinde dışarıdaki yağmuru veya denizi izlemek..
  • Manzara: Buradaki manzara anlatılmaz, yaşanır. Kesintisiz bir deniz ve doğa manzarası… Sabah uyandığınızda odanızın özel verandasına çıkıp o “inanılmaz sessizliği” dinlemek, İstanbul’da lüksün gerçek tanımı bence. Mavi ile yeşilin kucaklaştığı noktada, ruhunuzun dinlendiğini hissediyorsunuz.
  • Mahremiyet: Glamping olmasına rağmen, her ünitenin kendine ait özel bir alanı var. Bu da size aradığınız izolasyonu sağlıyor.

Kimler İçin Uygun? Bana göre burası, özellikle şehrin kaosundan kaçmak isteyen çiftler ve yalnız kalıp kafa dinlemek, belki kitabını yazmak veya projesini bitirmek isteyen yaratıcı zihinler için mükemmel. Ulaşımın sadece vapurla olması bile, psikolojik olarak “anakara”dan kopuşu simgeliyor ve rahatlamayı kolaylaştırıyor.

Bölüm 3: Şehrin Yeşil Arka Bahçesi – Polonezköy

Anadolu Yakası’nda oturanlar için Polonezköy, çocukluğumuzun piknik alanı, hafta sonu kahvaltılarının değişmez adresidir. Tarihi dokusu, 1800’lerde Polonyalı göçmenlerin kurduğu bir köy olması ve hala bu kültürü yaşatması, burayı özel kılar. Ancak son zamanlarda Polonezköy, sadece günübirlik gezilerin değil, konaklamalı “Tiny House” ve bungalov deneyimlerinin de merkezi olmaya başladı.

Pamera Garden: Sörfçü Ruhu ve Tiny House Akımı

Pamera Garden

Pamera Garden

Polonezköy’ün yemyeşil doğasının içinde, modern ve oldukça “cool” bir tesis: Pamera Garden. Burası, klasik ahşap dağ evi konseptinden biraz daha farklı. Daha modern, daha minimalist ve son yılların trendi “Tiny House” akımının başarılı bir temsilcisi.

Ziyaretçilerin yorumlarına baktığınızda ve benim de gözlemlerime göre, burası bir “sörfçü cenneti” havasında. Rahat, salaş ama bir o kadar da kaliteli. İçeri girdiğinizde sizi karşılayan peyzaj gerçekten göz alıcı. Her evin kendine ait bir bahçesi olması, sosyal mesafe ve mahremiyet açısından çok değerli.

Lezzet Durağı: Pamera Garden’ın en çok övülen yanlarından biri de mutfağı. Özellikle hafta sonu kahvaltısı efsane. “Serpme kahvaltı” denince aklınıza gelen o standart tabakları unutun; burada gerçekten lezzetli, taze ve özenle hazırlanmış bir sunum var. Doğanın içinde, kuş sesleri eşliğinde yapılan o kahvaltının tadı damağınızda kalıyor. Ayrıca tesisin restoranındaki yemeklerin de “süper lezzetli” olduğu misafirler tarafından sıkça dile getiriliyor.

Ulaşım: Polonezköy’e şahsi aracınızla gitmek en kolayı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü geçtikten sonra Kavacık sapağından girip, Acarkent-Polonezköy tabelalarını takip ederek yaklaşık 15-20 dakikada ulaşabilirsiniz. Toplu taşıma kullanacaksanız, Kavacık’tan kalkan 137 numaralı otobüsler (Beykoz/Sultaniye – Cumhuriyet Köyü/Riva hattı) Polonezköy’den geçiyor.

Bölüm 4: Bungalovun Başkenti – Sapanca

Ve geldik listenin en ağır topuna, Türkiye’de bungalov turizminin kalbinin attığı yere: Sapanca. İstanbul’a yakınlığı (yaklaşık 1.5 saat), muhteşem gölü, sırtını yasladığı Samanlı Dağları ve her bütçeye/zevke hitap eden binlerce tesisiyle Sapanca, gerçek bir fenomen.

Sapanca’ya gitmek için o kadar çok nedeniniz var ki… İster göl kenarında romantik bir yürüyüş yapın, ister ormanın derinliklerinde ATV turuna çıkın. Ama en güzeli, birbirinden şık bungalovlarda “hiçbir şey yapmama”nın keyfini çıkarmak.

Yolculuk ve Lojistik

İstanbul-Sapanca arası yaklaşık 130-140 km. TEM otoyolunu kullanarak, rahat bir yolculukla ulaşabilirsiniz. Yakıt maliyetleri aracınıza göre değişmekle birlikte, ortalama bir binek araçla gidiş-dönüş makul seviyelerde kalır. Eğer aracınız yoksa, Söğütlüçeşme’den Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile Arifiye’ye gidip, oradan kısa bir taksi yolculuğu ile Sapanca merkeze ulaşabilirsiniz. Bu da oldukça hızlı ve konforlu bir seçenek.

4.1. Sapanca Nova Bungalov: Ev Sıcaklığında Bir Kaçış

Sapanca Nova Bungalov

Sapanca Nova Bungalov

Sapanca’nın Kurtköy mevkiinde yer alan Sapanca Nova Bungalov, içeri adım attığınız anda sizi saran o sıcak atmosferiyle öne çıkıyor.

“Bana göre” buranın en güzel yanı, geniş ve müstakil bahçesi. Çoğumuz apartman dairelerinde, betona basarak yaşıyoruz. Burada ise sabah kapınızı açtığınızda çimlere basmak, bahçedeki ağaçların altında oturup kahve içmek büyük bir lüks.

İç Mekan Detayları: Bungalovun mimarisi oldukça şirin. Giriş katında yer alan şömine, kış aylarının vazgeçilmezi. Şöminenin karşısındaki rahat oturma grubuna gömülüp, akıllı televizyonda favori dizinizi izlerken, dışarıdaki soğuğu unutuyorsunuz. Üst kattaki yatak odası ise, sabahları güneş ışığıyla doluyor. Benim için Nova, “huzur” kelimesinin mimari karşılığı.

4.2. Sapanca Masb Bungalov: Göl ve Orman Kardeşliği

Sapanca Masb Bungalov

Sapanca Masb Bungalov

Sapanca Gölü’ne yakınlığı ve ormanlık alanın içinde olmasıyla Masb Bungalov, doğa ile iç içe olmak isteyenler için harika bir seçenek.

Mutfak Sevenler İçin: Ben tatillerde bile kendi yemeğimi yapmayı sevenlerdenim diyorsanız, burası tam size göre. Tam donanımlı mutfağı sayesinde, marketten aldığınız yerel malzemelerle harika sofralar kurabilirsiniz. Akşam yemeğini kendi ellerinizle hazırlayıp, sobanın başında dostlarınızla veya ailenizle uzun uzun sohbet etmek, dışarıda yemekten çok daha keyifli olabiliyor.

Konfor: Wi-Fi, TV, konforlu oturma grupları… Evinizdeki konforu aratmayacak her şey düşünülmüş. Özellikle kışın sobanın üzerinde kestane pişirmek veya çay demlemek, buranın ritüellerinden biri.

4.3. Infinity Sapanca Bungalov: Romantizmin Zirvesi

Infinity Sapanca Bungalov

Infinity Sapanca Bungalov

Balayı çiftleri veya ilişkisini tazelemek isteyenler, buraya dikkat! Infinity Sapanca Bungalov, adından da anlaşılacağı üzere “sonsuz” bir huzur ve romantizm vaat ediyor.

Sadece tek yatak odalı olarak tasarlanmış olması, buranın çiftler odaklı olduğunu gösteriyor. Mahremiyet ön planda. Manzarası ise gerçekten büyüleyici; Sapanca Gölü’nün o dingin maviliğini izlemek, insana tüm dertlerini unutturuyor.

Aktivite: Sabahları sundukları zengin kahvaltı büfesiyle güne başlayıp, ardından göl kenarında el ele yürüyüş yapabilirsiniz. Sapanca’nın outdoor aktivitelerine de oldukça yakın bir konumda.

4.4. Sapanca Bungalov 172: Taş Evin Asaleti

Sapanca Bungalov 172

Sapanca Bungalov 172

Ahşap güzeldir ama taş evin verdiği o güven ve serinlik hissi başkadır. Sapanca Bungalov 172, 2+1 taş ev konseptiyle, kalabalık aileler veya arkadaş grupları için lüks bir sığınak.

Lüks Detaylar: Burayı diğerlerinden ayıran en önemli özellik, ısıtmalı havuzu. Dışarıda kar yağarken, siz 30 derece sıcaklıktaki havuzda yüzmenin keyfini yaşayabilirsiniz. Bu deneyim, anlatılmaz yaşanır cinsten. Ayrıca içerideki şömine ve jakuzi de keyfinize keyif katıyor. 6 kişilik kapasitesi olduğu için, maliyeti bölüşerek lüks bir tatili daha ekonomik hale getirebilirsiniz.

4.5. Diğer Önemli Seçenekler

Sapanca’da seçenek bitmez. Hilltown Bungalov, Babadayı mevkiinde havuzlu ve jakuzili seçenekleriyle dikkat çekerken , Moment Bungalov ise göle sadece 5 dakika mesafedeki konumu ve bahçesindeki barbekü imkanlarıyla aileler için ideal bir tercih.

Sapanca’da Ne Yapılır?

Sadece bungalovda kalmak yetmez diyenler için Sapanca tam bir aktivite merkezi:

  1. Ormanya Doğal Yaşam Parkı: Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parklarından biri. Hobbit evleri, hayvanat bahçesi ve yürüyüş parkurlarıyla çocuklu aileler için cennet.
  2. ATV ve Safari: Orman içinde çamurlu yollarda ATV turlarına katılmak, adrenalin tutkunları için birebir.
  3. Göl Kenarı Yürüyüşü: Sapanca sahil şeridi, yürüyüş ve bisiklet için harika düzenlenmiş. Gün batımında burada olmak çok romantik.
  4. Maşukiye Kahvaltısı: Sapanca’ya kadar gelip Maşukiye’de o meşhur köy kahvaltısını yapmadan dönmek olmaz.

Bölüm 5: Şelalelerin Sesi ve Kayak Keyfi – Maşukiye & Kartepe

Sapanca’nın hemen yanı başında, dağa sırtını dayamış, şelaleleri ve alabalık tesisleriyle ünlü Maşukiye ve kış turizminin gözdesi Kartepe… Burası her mevsim ayrı güzel. İlkbaharda çiçeklerin kokusu, kışın ise bembeyaz kar örtüsü sizi karşılar.

5.1. Vista Bungalov: Dijital Göçebeler İçin Ofis

Doğaya kaçmak istiyorsunuz ama işleriniz peşinizi bırakmıyor mu? Vista Bungalov, modern dünyanın ihtiyaçlarını çok iyi analiz etmiş bir tesis.

48 metrekarelik bu bungalovlarda, güçlü Wi-Fi altyapısı ve Smart TV gibi teknolojik imkanlar üst seviyede. “Hem çalışayım hem tatil yapayım” diyenler için harika bir ofis ortamı sunuyor. Sabah kahvenizi alıp, verandanızda kuş sesleri eşliğinde maillerinizi cevaplamak, plazadaki ofisinizden çok daha verimli olabilir. Şömine ve klima ile her mevsim konforlu.

5.2. Yener Bungalov: Havaalanına Komşu Huzur

Kartepe eteklerinde, Maşukiye bölgesinde yer alan Yener Bungalov, ulaşım kolaylığı ile öne çıkıyor. Cengiz Topel Havaalanı’na yakınlığı, uzak şehirlerden gelenler için büyük avantaj.

Toplam 5 adet bungalov olması, burayı butik ve sakin kılıyor. Kalabalıktan uzak, sakin bir hafta sonu için ideal. Odalarda çay-kahve seti, mini buzdolabı gibi ince detaylar düşünülmüş. Kartepe’ye çıkıp kayak yaptıktan sonra, buraya gelip sıcak duşunuzu alıp dinlenmek harika bir plan olabilir.

Maşukiye’de Mevsimler

  • Kış: Kartepe Kayak Merkezi, İstanbul’a en yakın kayak noktası. Kayak, snowboard veya sadece telesiyej ile zirveye çıkıp sucuk-ekmek yemek….
  • İlkbahar/Yaz: Maşukiye’nin o gürül gürül akan şelaleleri etrafında yürüyüş yapmak, alabalık yemek, ATV safariye katılmak veya zipline ile ağaçların arasından süzülmek.

Bölüm 6: Batının Saklı Cenneti – Silivri

İstanbul’un batısına, Trakya’ya doğru uzandığımızda, genelde yazlıkçıların tercih ettiği Silivri karşımıza çıkar. Ancak burası da bungalov turizminden nasibini almış durumda.

Palmiye Sultan Bungalov: Havuzlu Lüks

“Ben ormanın derinliklerine girmek istemiyorum, biraz daha şehir konforunda olsun ama müstakil olsun” diyorsanız, Palmiye Sultan Bungalov harika bir alternatif.

Öne Çıkanlar:

  • Özel Havuz: Her bungalovun kendine ait havuzu olması, yaz aylarında burayı rakipsiz kılıyor. Kalabalık plajlara girmeden, kendi havuzunuzda serinleyebilirsiniz.
  • Donanım: Jakuzi, klima, kitchenette… Bir evde ihtiyacınız olan her şey var.
  • Konum: Silivri’de olması, Avrupa Yakası’nda oturanlar için ulaşımı çok kolaylaştırıyor. Trafiğe çok girmeden ulaşabileceğiniz bir kaçış noktası.
Yorumlar